instagramInstagram

Personal trainer bulma rehberi

blog-topic

Fitness eğitmenleri, antrenör tabanlı eğitimler alan bir meslek grubunu temsil eder ve sağlık bilimlerine bağlı bir bilim dalıdır. Fitness eğitmenlerinin kendi federasyonlarına bağlı olsalar da, fitness'ın bir branş olup olmadığı sıkça tartışılan bir konudur. Bunun başlıca nedenleri, fitness'ın olimpik bir spor olmaması ve vücut geliştirme etkisinin bu alandaki algıyı şekillendirmesidir. Daha açık bir dil ile işin kasların çapına ve yağ oranının düşüklüğüne indirgenmesidir. Aslında, vücut geliştirme (bodybuilding) sporunun kendisi bile günümüzde tartışma konusudur. Bazı spor bilimcileri body building'in kimyasal bir güzellik yarışması olduğunu savunmaktadır. Bu tanımın doğru olmadığını ileri sürmek hayli zor.

Fitness eğitmenliği tarihine baktığımızda, "trainer" kelimesinin bilinen en eski anlamının 1600’lü yıllarda at yetiştiricileri için kullanıldığını görüyoruz. Antik Roma döneminde ise "paidotribe" olarak bilinen eğitmenler, insanları palaestralarda (spor salonları) eğitiyorlardı. Bu dönemin fitness eğitmenleri ve spor salonları diyebiliriz. Gym gymnasium kelimesinden türemiştir. rekabete aşırı takıntılı olan yunan ve roma kültürleri sporun yaşamın bir parçası haline gelmesini, sosyal hayata ve şehir yaşamına entegre olmasını hiç zorlanmadan gayet doğal bir akışla gerçekleştirmişlerdir. Rekabetin hayatta kalmanın zaferin ve gelişimin sağlanmasının temel bir aracı olarak benimsenmiştir. Bu toplumlarda spor doğal olarak doğal görülmüştür.

Antrenör nasıl olsa daha iyi olur sorusuna dönersek, bir antrenörün neleri bilmesi gerektiğini düşündüğümüzde, akla gelen ilk unsurlar fizyoloji, antrenman bilgisi, fonksiyonel anatomi, planlama ve temel hareket modelleridir. Üniversitelerde sunulan eğitimler, bu bilgileri geliştirmek için önemli bir fırsat sunmaktadır. Ancak bu eğitimlerin niteliği sıklıkla tartışmalıdır.

Personal trainer (bireysel antrenör) tanımına gelirsek; bireyler, antrenörlerine hedeflerini açık bir şekilde ifade etmeli ve antrenörler de yaptıkları testlerle ihtiyaçları belirlemelidir. Örneğin, duruş bozuklukları kol kalınlığından daha öncelikli bir konu olarak ele alınmalıdır. Bu durumda, postür düzeltme çalışmaları ve geçişli antrenman planları öncelikli hale gelmelidir. Eğer antrenörünüz size test yapmıyorsa, antrenmanlarınızın sizin ihtiyaçlarınıza uygun olup olmadığı sorgulanmalıdır. Antrenmanın temel öğesi bireyselliktir. Tamamen örnek olarak belirtirsek, bir antrenman 5 dakika ısınma, 10 dakika denge çalışması, belirli setler ile mobilizasyon, ardından 20 dakikalık kuvvet antrenmanı ve soğuma şeklinde çeşitlendirilmelidir. Bu çeşitlilik, antrenmanın etkisini artırır.

Personal trainer ile çalışmak, özellikle hem eğitmenler hem de katılımcılar için zorlayıcı olabilir. Popüler kültür, size kısa sürede kilo vermek veya belirgin kaslar elde etmek gibi yanıltıcı hedefler sunabilir. Bu noktada antrenörünüz, konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmalı ve sizi ikna edebilmelidir. Somatotip ve fenotip gibi konular hakkında bilgi sahibi olan bir eğitmen, sizi doğru bir şekilde yönlendirebilir. Aksi takdirde, piyasadaki yanlış yönlendirmelere kapılmanız olasıdır. Özellikle erkekler, yaz aylarında belirli bir fizik elde etmek için yoğun bir çaba gösterebilir, ancak bu sağlıksız yöntemler uzun vadede cinsiyet sorunları, kalp ve yağ oranı gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Antrenörünüzün yeterli bilgi ve deneyime sahip olması, bu sorunların önüne geçmek açısından hayati öneme sahiptir.

Antrenörünüz ile haftada 1-2 defa antrenman yapıyorsanız, bu kişinin mutlaka doktora sahibi bir spor bilimci olmasına gerek yok. Ancak, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsetme konusunda sizi yönlendiren ve uzun süreli programlar hazırlayan bir eğitmenin, bu alanda eğitim sahibi olması şarttır. Eğitimlerini yalnızca YouTube veya kalitesi belirsiz internet kaynaklarından ucuz sertifika kurslarından güncelleyen eğitmenler, konunun derinliğini kavrayamamış olabilir.

Bir diğer risk de, antrenmanlara hareket ve görünüm olarak yaklaşan eğitmenlerdir. Önemli olan, hareket değil, hedeflerin belirlenmesidir. Hedefler netleştikten sonra, uygulanan hareketlerin çeşitliliği artırılabilir. Örneğin, derin squat hareketine girmeden önce iyi bir mobilizasyon süreci gereklidir. Belirli bir kuvvet altyapısı sağlandıktan sonra bu hareketi uygulamak, kuvveti artırırken bazı durumlarda mobilizasyon egzersizi olarak da kullanılabilir. Başlangıç seviyesindeki bir kişi için kuvvet antrenmanı anlamına gelen bir hareket, deneyimli biri için mobilizasyonu artıran bir hareket haline gelebilir. Antrenörünüz bu ayrımın bilincinde olmalıdır.

Eğitmeniniz, kendi kaslarını örnek göstererek "Ben bunu başardım, sen de benimle çalışırsan başarabilirsin" yaklaşımını benimseyebilir. Bu durum hem avantajlı hem de dezavantajlıdır. Eğer hedefiniz eğitmeniniz gibi olmaksa, bu durum antrenman disiplininizi ve şiddetinizi artırabilir. Ancak, eğer eğitmeniniz steroid gibi sağlıksız yöntemlere başvuruyorsa, kimsenin öyle bir karaciğer isteyeceğini sanmıyorum. Kalp büyümesi ve damar sertliği gibi sağlık sorunları da bu yolla ortaya çıkabilir çok uzun bir sağlık sorunu listesiyle karışlaşabilirsiniz.

Amacınız sağlıklı bir yaşam sürdürmek ve bunu hayatınızın bir parçası yapmaksa, dikkat etmeniz gereken bazı kriterler şöyle: Eğitmeninizin profesyonel bir spor geçmişi var mı? profesyonel anatör fark etmez sporculuk geçmişi var mı ? Spor bilimleri fakültesinden mezun mu? Güncel araştırmaları takip edip ediyor mu? En önemlisi, işine ne derece ciddiyetle yaklaşıyor? Unutmayın, antrenman size hizmet etmeli; siz ona değil. Yüklenme ve dinlenme arasında dengeli tutarlı bir yol olması gerektiğini de göz önünde bulundurun. Sizi yoran ve bitiren her antrenman, iyi bir antrenman demek değildir bunu da unutmayın derim.

Fatih Özkan

Not: Fitness eğitmeni, trainer, hoca ve antrenör terimlerini aynı anlamda kullandım.