2015-2016 yılında Liverpool ve Kloop sakatlıklarla boğuştu. Performans uzmanlarından bazıları bunu Liverpool un günde 3 antrenman yapmasına bağladı.
Futbol takımlarında sakatları iç ve dış faktörler olarak değerlendirmek mümkün. Kloop gelmeden önce de Liverpool sakatlıklarla boğuşuyordu. Lig, kupa ve Şampiyonlar ligi maçları Liverpool un haftada 2 maç yapmasına yol açtı. Kloop un bunu değiştirme şansı yoktu. Oyuncuların yeni antrenöre kendini gösterme ve forma kapma savaşı antrenman şiddetini ayrıca arttırdı. Bunlar Kloop un değiştiremeyeceği faktörlerdi.
İç faktörlere gelirsek, antrenör ve ekibinin temel görevi duruma uygun reçete hazırlamak, form grafiğini buna göre dizayn etmek olduğudur. Kloop, Dordmund un başındayken kullandığı yöntemi seçti. Form grafiğini ve prese dayalı futbolunu geliştirmeyi seçti. Bu, yüksek şiddetli koşular, tekrar edilen sprintlerin fazla olması ve koşu ekonomisinin geri plana itilmesi demekti.
2015 ve-2016 kasım ayında Liverpool zorlu bir fikstüre girdi ve zor maçlar sonrası toparlanmayı iyi planlayamadı. Maçlar arası dinlenme zamanı kısaydı ve Kloop zor maçları yorgun takımı ile oynamak durumunda kaldı. Kloop un hatası İngiltere ye uygun planlama yerine kafasındaki sistemi uygulamış olması. Sakatlıkları arttıran, şiddeti yüksek antrenmanların sıklığı olduğu kadar planlanamayan dinlenme ve toparlanma süreci gibi duruyor.
Liverpool 2015-2016 sezonunda 63 maç oynadı. Bunların 38 i lig maçıydı. Ligi 8. sırada bitirdi. 38 lig maçında 16 galibiyet,12 beraberlik ve 10 mağlubiyet aldı.
2015-2016 sezonunda 14 günden uzun süren sakatlıkların toplam sayısı 35 ve toplam sakatlık sayısı 68. En çok sakatlık yaşayan takım sıralamasında Liverpool 3.
2014-2015 sezonunda İngiltere premiere ligde sakatlıkların neden olduğu toplam mali kaybın 198.000.000 euro olduğu hesaplanmış. Sakatlıkların %62 si arka adale (hamstring) diğerleri ise %38.
Ayrıca, yapılan araştırmada 2010-2015 sezonları arasında sakatlıkların %20 artış gösterdiği görülmüş. Yapılan çalışmada 2006-2013 yılları arasında premiere ligin fiziksel parametreleri incelenmiş.
Çalışmada orta sahaların yüksek hızda koşuları en çok yapan pozisyon olduğu görülmüş.
Tüm pozisyonların bu yıllar arasında ortalama %5 daha fazla koşu mesafesi kat ettiği görülmüş.Maç başına oyuncu başına kat edilen total mesafe ise 10.600m civarında.
Maç başına atılan sprintlerin sayısı artıyor fakat asıl fark sprint mesafelerinin artışı. Futbolcuların giderek atletik özelliklerinin daha öne çıkmasına yol açıyor.
2006-2013 yılları arasındaki zamanda en büyük fark ise şiddeti yüksek koşularda olmuş ve %30 oranında artmış. 2006 yılında toplam şiddeti yüksek koşu mesafesi 890-1180m iken bu rakam 1151-1488m olarak ölçülmüş.
Şiddeti yüksek koşu sayısı 118-150 arasında iken 2013 yılında bu rakam %50 artış ile 176-224 e çıkmış.
Maksimum sprintler ise %35 artış göstermiş. 232-346m olan mesafe 350-489m olarak ölçülmüş. Sprint sayısı %85 artış göstermiş ve 31-45 olarak sayı 57-77 ye çıkmış. Sprint mesefeleri ise ortalama 5-6m. Kısa mesafeli patlayıcı işlerin sayısı da artmış. Sprintlerin artması ani hızlanma ve durmaların sayısınında artması demek. Bu durumda arka adale (hamstring) daha fazla çalışıyor. Arka adale sakatlıklarının artmasının temel nedenlerinden biri bu. Arka adale sakatlıklarının tüm sakatlıkların %68 ini oluşturduğunu tekrar belirtmek gerek.Özellikle kadro darlığı ve maddi sıkıntı çeken klüpler için hayati. Şampiyonlar ligi pek çok farklı kulvarda yarışan takımlar için ise takım içi rotasyonu yapılamaz hale getirebiliyor.
Son yıllarda futbolda belirleyici unsur yüksek şiddetli koşuların sayısı olarak görülüyor. Maçta sprintler arası dinlenme süreleri de azalıyor. Yani futbolcular yüksek şiddetli koşular arasında daha az dinleniyor ve bu rakam artmaya devam ediyor. Bu durum ile birlikte sakatlıklar artmaya devam ediyor. Gelecekte toparlanmayı iyi planlayan takımlar sonuca daha kolay ulaşacak.